DOLAR 42,5354 0.07%
EURO 49,5729 -0.06%
ALTIN 5.745,37-0,12
BITCOIN 0%
İstanbul
°

SABAHA KALAN SÜRE

Phillips Eğrisi Nedir?
9 okunma

Phillips Eğrisi Nedir?

ABONE OL
Nisan 11, 2025 14:56
Phillips Eğrisi Nedir?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Phillips Eğrisi, işsizlik ile enflasyon arasındaki ters ilişkiyi açıklayan bir ekonomik modeldir. 1958 yılında Yeni Zelandalı ekonomist A.W. Phillips tarafından geliştirilen bu teori, kısa vadede işsizlik oranı ile enflasyon oranı arasında doğrudan bir ilişki olduğunu öne sürer. Phillips, işsizlik oranı düşük olduğunda enflasyonun yüksek, işsizlik oranı yüksek olduğunda ise enflasyonun düşük olacağını belirtmiştir. Bu eğri, ekonomistler ve politika yapıcılar için önemli bir araç olmuştur, çünkü işsizlik ve enflasyon arasındaki bu ilişkiyi anlamak, doğru ekonomik politikaların belirlenmesine yardımcı olabilir.

Phillips Eğrisinin Temel Prensipleri

Phillips Eğrisi’nin temelinde, ekonomilerde düşük işsizlik oranlarının genellikle yüksek enflasyonla, yüksek işsizlik oranlarının ise düşük enflasyonla ilişkili olduğu düşüncesi yatar. Temel olarak, şu mantığa dayanır:

  1. Düşük İşsizlik, Yüksek Enflasyon: İşsizlik oranı düşük olduğunda, iş gücü piyasasında daha fazla talep vardır. Bu, işçi maaşlarının artmasına yol açar. Yüksek maaş artışları, üretim maliyetlerinin yükselmesine ve şirketlerin fiyatları artırmasına neden olur. Sonuç olarak, bu durum enflasyonu tetikler.
  2. Yüksek İşsizlik, Düşük Enflasyon: İşsizlik oranı yüksek olduğunda, iş gücü fazlası nedeniyle maaş artışları sınırlıdır ve bu durum üretim maliyetlerini düşük tutar. Şirketler, talep eksikliği nedeniyle fiyatları artırmakta daha temkinli olurlar, bu da enflasyonun düşük kalmasına sebep olur.

Phillips Eğrisinin Matematiksel Temeli

Phillips Eğrisi’nin matematiksel formülü genellikle şu şekilde ifade edilir: π=πe−β(u−un)\pi = \pi_e – \beta (u – u_n)

Bu denklemde:

  • π\pi = Mevcut enflasyon oranı
  • πe\pi_e = Beklenen enflasyon oranı
  • β\beta = İşsizlik oranının enflasyon üzerindeki etkisini gösteren katsayı
  • uu = İşsizlik oranı
  • unu_n = Doğal işsizlik oranı (ekonominin potansiyel işsizlik oranı)

Bu denkleme göre, eğer işsizlik oranı doğal işsizlik oranının altına düşerse, enflasyon artar. Bu, ekonominin hızla büyüdüğü, talebin yüksek olduğu ve iş gücü piyasasında daha az işsizlik olduğu durumları yansıtır.

Phillips Eğrisinin Zamanla Değişen Görünümü

Başlangıçta Phillips Eğrisi, kısa vadede işsizlik ve enflasyon arasında ters bir ilişki olduğunu savunuyordu. Ancak, 1970’lerin başında dünya ekonomisi stagflasyon (yüksek işsizlik ve yüksek enflasyon) deneyimi yaşadı. Bu durum, Phillips Eğrisi’nin her zaman geçerli olmadığını gösterdi ve ekonomistler bu eğrinin uzun vadede geçerliliği üzerine yeniden düşünmeye başladılar.

1. Beklenen Enflasyonun Rolü (Beklentiler Teorisi)

1970’lerdeki stagflasyon, Phillips Eğrisi’nin geçici bir ilişki sunduğunu ortaya koydu. Ekonomistler, iş gücü piyasasında insanların enflasyonu sadece mevcut enflasyona göre değil, aynı zamanda gelecekteki enflasyonu da bekleyerek hareket ettiklerini fark ettiler. Bu nedenle, insanlar ve işletmeler gelecekteki fiyat artışlarını beklerken, maaş ve fiyat artışlarını daha temkinli şekilde yapabilirler.

Beklentiler teorisi, kısa vadeli enflasyon ve işsizlik ilişkisini etkileyebilir. Eğer insanlar, ekonominin gelecekte yüksek enflasyon yaşayacağını beklerse, işsizlik düşük bile olsa fiyat artışları başlayabilir. Bu durum, Phillips Eğrisi’nin uzun vadede geçerliliğini sorgular.

2. Doğal İşsizlik Oranı (NAIRU)

Ekonomistler, uzun vadede işsizlik oranının belirli bir seviyeye gelmesi gerektiğini savunurlar. Bu seviye, doğal işsizlik oranı (NAIRU) olarak bilinir. Doğal işsizlik oranı, enflasyonun sabit kalacağı, iş gücü piyasasında dengenin sağlandığı işsizlik oranıdır. Eğer işsizlik oranı bu seviyenin altına düşerse, enflasyon artacaktır.

Phillips Eğrisinin Eleştirileri

Phillips Eğrisi, özellikle uzun vadede geçerliliği konusunda eleştirilmektedir. İşte başlıca eleştiriler:

  1. Stagflasyon: 1970’lerdeki stagflasyon dönemi, yüksek işsizlik ve enflasyonun aynı anda yaşandığını göstermiştir. Bu durum, Phillips Eğrisi’nin her zaman geçerli olmadığını ortaya koydu.
  2. Beklentiler Sorunu: Beklenen enflasyonun gelecekteki enflasyonu etkilediği göz önüne alındığında, insanların gelecekteki ekonomik koşullara dair beklentileri enflasyonun seyri üzerinde büyük rol oynamaktadır. Bu nedenle, Phillips Eğrisi’nin kısa vadede geçerli olsa da uzun vadede doğru olmayabileceği vurgulanmıştır.
  3. Politikaların Yanlış Yönlendirilmesi: Phillips Eğrisi’ne dayanarak yapılan politikalar, özellikle enflasyonu düşürmeye yönelik yapılan agresif faiz artırımları gibi uygulamalar, işsizlik oranını artırabilir. Bu, kısa vadede faydalı olsa da uzun vadede işsizlik sorunlarını daha da derinleştirebilir.

Sonuç

Phillips Eğrisi, işsizlik ve enflasyon arasındaki ilişkiyi anlamaya çalışan önemli bir ekonomik modeldir. Ancak, bu ilişki her zaman doğrusal olmayabilir ve ekonomik koşullar zamanla değişebilir. Kısa vadede işsizlik ile enflasyon arasında ters bir ilişki olsa da, uzun vadede bu ilişki daha karmaşık hale gelir. Beklentiler teorisi ve doğal işsizlik oranı gibi unsurlar, Phillips Eğrisi’nin doğruluğunu sınırlayabilir.

Günümüz ekonomisinde, ekonomik politikaların şekillendirilmesinde Phillips Eğrisi, hala önemli bir araç olsa da, daha karmaşık ve dinamik modeller kullanılarak işsizlik ve enflasyon arasındaki ilişki daha kapsamlı bir şekilde analiz edilmektedir.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
300x250r
300x250r